28 Mart 2014 Cuma

'Böyle topluma böyle medya'

ntvmsnbc Haber Müdürü Kürşat Özmen, Zafer Söken'in internet haberciliğine dair sorularını yanıtladı:




23 Mart 2014 Pazar

Hepimiz oradayız be!

Sosyal medya her geçen gün büyüyor. Kullanıcılar medya ile daha yakın iletişim kuruyor. Klasik medya dili de yavaş yavaş değişiyor.

Son yıllarda birden "dijital medya ajansları" ortaya çıktı. Ne yaptıklarını henüz kimsenin anlamadığı ama sık sık da kendinden bahsettiren yerler bunlar. Bu hafta Campaign Türkiye bünyesinde çalışan Lift Dijital İletişim Hizmetleri'nden Yiğit Yazıcı ile dijital medyayı, yeni medyada tasarımı ve interaktif videoları konuştuk:

Nedir bu dijital medya dedikleri? Siz ne iş yapıyorsunuz?

Aslında reklam ajansı gibi bir şey. Ama bizim mecramız farklı. Biz genel olarak internet ve sosyal mecralar üzerinden iş yapıyoruz.



Avantajı ne dijital medyanın?

Aslında en büyük avantajı ulaşılmak istenen kitlenin ne kadar ve nasıl içerikle uğraştığını görebilmemiz. Uygun programlar sayesinde Kullanıcıların reklamla ya da uygulamalarla ne kadar ilgilendiklerini görebiliyoruz. Bir internet sayfasının neresinde ne kadar süre geçirdiğini ya da imleçle neler yaptığını görebiliyoruz. En güzeli de sosyal medya üzerinden direkt olarak ürün hakkında yaptığı yorumlar karşılığını bulabilmesi.

İnternette bizi gözetliyor musunuz yani?

Sadece belli ürünlerde profiller görüntüleniyor. Ama kim olduklarını biz asla bilmiyoruz. Ve sadece o uygulama üzerindeyken bu yapılıyor.

Peki bu interaktif videolar ya da uygulamalar neyin nesi? Neden varlar?

Bu da yakınlıkla alakalı bir konu. İnsanlar artık medyanın da onun ürünlerinin de bir parçası olmak istiyorlar. Kendileri de bu anlatıların bir parçası haline gelmek istiyorlar.

Hep internet dedik. İnternetsiz de bir yeni medya alanı mümkün mü?

Aslında pek mümkün görünmüyor. Ama bazen sokak reklamlarında dahi tüketiciye rol oynatılabiliyor. Aslında yeni medya dediğimiz tamamen insanların da medya içinde var olmasıdır. İnternet bir şekilde yasaklansa ya da kaldırılsa bile yeni medya var olacaktır. Çünkü insanların istekleri değiştir.

Bir interaktif reklam örneği:

15 Mart 2014 Cumartesi

Siz de izleniyor olabilirsiniz!

Klasik medya çağa ayak uyduruyor. Sosyal  medyayla harmanlanıyor. Artık başarıyı sadece "peoplemeter"lar ile yapılan reyting ölçümleri göstermiyor. Yapımlar sosyal mecralarda da konuşulmak istiyor

Televizyonlar için klasik reyting ölçümlerinin yanına bir de sosyal medya ölçümü geldi. Daha kapsamlı bir ölçüm imkanı kazanıldı. Sosyal medya reytingini uzmanına sordum. Somera Sosyal Medya Analiz Platformu'ndan Sırma Süren yeni ölçüm sistemini anlattı. Röportajı okuduktan sonra, "Acaba ben de takip ediliyor muyum?" diye bilirsiniz:

Sosyal medya ölçümü nedir?

Teknoloji ortağımız var. Metrik dediğimiz sistemleri kullanıyoruz. Sosyal mecralardaki paylaşımları medya sektöründeki kanallara, internet sitelerine veri sağlamak amacıyla yapıyoruz. Aslında çok yeni ve hâlâ gelişmekte olan bir mecra. Twitter tanımadığınız insanlara çok açık bir mecra, Facebook daha kapalı. İnsanlar bu yüzden de seçebiliyor.

Nasıl ölçüm yapılıyor?

Televizyonda gördüğümüz her şeyi takip ediyoruz ve ne kadar konuşulduğunu ölçüyoruz. Reyting sistemine tabii olan kanalların ürünlerini takip ediyoruz. Devamlı takip halindeyiz.
Veriler için havuz oluşturup içine anahtar kelimeler yerleştiriyoruz. Sistemdeki yapay zekâya bu kelimeleri öğretiyoruz. Ardından da o yapay zekâ içerisinde o kelimelerin geçtiği paylaşımları bize skor olarak veriyor. Tekil kullanıcı sayısı burada en önemli sayım verisi.

Somera Sosyal Medya Analiz Platformu çalışanları
En zor ölçülebilen televizyon ürünü?

Haber ölçümlerinde bir sıkıntı var. İnsanlar genelde paylaşım yaparken sadece derdini anlatmak istiyor. Şu ya da bu kanaldan izliyorum demiyor. Direkt olarak konu hakkında yorum yapıyor. Onlar da evrene gidiyor. Onları ne yazık ki ölçümleyemiyoruz. Çünkü bir siyasi lider hakkında yaptığı yorum tüm haber vericilerde olduğu için ölçüme giremiyor ne yazık ki.

Kanalların kendi oluşturduğu sosyal mecra kullanıcıları var. Onlardan korunmak mümkün mü?

Trolleri ölçümlerden uzak tutuyoruz. Sistem trolleri algılayabilecek bir yapıya sahip. Ancak resmi hesaplar değerlendiriyor.

Özellikle takip edilen hesaplar var mı?

X dizisini izleyen bir kişi genel olarak o dizi hakkında yorum yapıyor. Yorumlarında çokça o dizelerden bahsedenleri de sistem havuza alıyor. Onların başka markalarla nasıl bir ilişki halinde olduğu görüyor. Örneğin x dizisini izleyen bir kişi genel olarak bir çikolata markasından bahsediyorsa yapımcı ve reklam verenlere bu bilgileri veriyoruz. Onlar da ona göre bir politika belirliyor.

Sırma Süren
Reyting ölçümleriyle sosyal mecra ölçümleri bazen çok farklı olabiliyor…


Türkiye’nin her kesimine hitap eden yapımlarda fark görülmüyor. Fakat bazı yapımlarda cidden büyük fark görülebiliyor. Özellikle gençlere yönelik ürünlerde sosyal medya skorları çok yüksek çıkıyor. Yeni neslin alışkanlığı bu ölçümleri de değiştiriyor. İnsanlar televizyonu sosyal mecrasız izlemiyor aslında.



İşte o fark...


4 Mart 2014 TNS reyting ölçüm sonuçları 



4 Mart 2014 Somera sosyal reyting sonuçları

8 Mart 2014 Cumartesi

Değişmeyen güdü, yeni filiz



Türkiye nüfusunun yüzde 45,1'i internet kullanıyor. Türkiye'deki kullanıcılarının internet kullanım amaçları arasında "haber alma" gayesi birinciliği göğüslüyor. Amerika'dan sonra en çok sosyal medya kullanan ikinci ülke Türkiye

Klasik medya evrimleşiyor, kendini internetle harmanlıyor. Son yılların moda tabiri "yeni medya" her geçen gün daha çok işitiliyor. İnternet sadece evlere hatta ceplere kadar giren bir teknoloji olmakla kalmıyor. Haberi ve haberciliği de değiştiriyor. Dev televizyon kanalları, gazeteler ve radyolar kendini "tık"ların akışına göre konumlandırıyor.

Nereden nereye?

Mağara resimleri, duman ya da posta güvercinleri haber alıp vermenin artık kullanılmayan yöntemleri. Asırlar geçse de temel de bir güdü yatıyor: Haberdar olma. İnsanlar artık kağıda basılmış ya da televizyon ekranına kısıtlı bir süreye sığdırılmış haberlerle yetinmiyor.Çok farklı kaynaklara ulaşabiliyor. Bu mucizenin adı ise internet. İnternet teknolojisinin geçmişi 50 yıla uzanıyor. 1960'ların Amerika'sında askeri bir yenilik olarak yaratılan internet bugün en küçük elektronik eşyaların içine sığıyor.

76 milyon Türkiye nüfusunun, 2013 verilerine göre, yüzde 45,1'i internet kullanıyor. Amaç olarak da en çok haber okuma ve izlemenin yanı sıra sosyal medya kullanımı da yer alıyor. Türkiye'nin yapılan araştırmalarda sosyal medya kullanımında Brezilya, Rusya, Endonezya, Hindistan ve İngiltere'yi geride bırakarak ABD'nin ardından ikinci sırada yer aldığı bildirildi. Twitter'da, nüfusa oranla kullanımda dünya birincisi olan Türkiye'de her geçen gün kullanıcı sayısı artıyor.

Haberin evrimi

CNN International'ın başlattığı yurttaş haberciliği kampanyasının sokak reklamı 

Gelişen teknoloji ve internet kullanım yaygınlığına dev haber üreticileri de kayıtsız kalamıyor. Televizyon kanalları, gazeteler, radyolar ve dergiler gibi klasik mecralar internet sitelerini kuruyor. Sadece internet sitesi kurmakla da kalınmıyor. Markalaşmış haber üreticileri sosyal medyada da hesaplar oluşturuyor. Haberin dili, pazarlama biçimi değişiyor.

Hepsinin yanında yeni bir habercilik tarzı daha ortaya çıkıyor: Yurttaş gazeteciliği. İnsanlar sokakta yürürken ya da bir eylem sırasında sosyal medya aracılığıyla bilgi ve görüntü paylaşımı yapabiliyor. Yurttaş gazeteciliği her zaman bireysel olarak da boy göstermiyor. CNN ve BBC gibi uluslararası haber kanalları yurttaş gazeteciliği sayesinde dünyaya daha rahat açılabiliyor ve bilgi toplayabiliyor. Örneğin Londra'da 2005 yılında gerçekleşen terör saldırılarının açıklığa kavuşmasında sokaktaki insanların katkısı büyük. Saldırının gerçekleşmesinden sadece 6 saat geçmesine rağmen BBC'ye olay anında orada olanlardan binden fazla fotoğraf, 4 bin kısa mesaj ve 20 bin e-mail gönderildi.

Sosyal medya sadece bununla da kalmadı. Sansürü deldi ve birçok baskı rejiminin sonlanmasında ya da dünyanın diğer ülkelerinde bunlardan haberdar olunmasında önemli rol oynadı. Bunlardan biri de 2009 İran seçimlerinde yaşandı. Halk sokağa çıktı mevcut iktidarın seçimlerde uyguladığı yöntemleri protesto etti. Ancak gerçekleşen eylemler klasik medyada bir türlü yer alamadı. Bunun üzerine eylemciler Twitter üzerinden bir "hashtag" belirledi ve elde ettikleri bilgileri ve fotoğrafları o akım üzerinden yayınladı. Kaydedilen görüntüler CNN'e ve BBC'ye gönderildi. İranlılar gönüllü birer muhabir haline geldi.


İçerik nasıl değişti?

Sosyal medya sadece habere ulaşımı kolaylaştırmadı. İnternet üzerinden klasik haber sağlayıcıları da yayın geçmeye başladı. Ama birden kullanılan dil ve yöntem değişti. Haber başlıkları 140 karaktere sığdı. İnternet sayfaları kullanıcıların "surf" anlayışlarına uygun olarak evrim geçirdi.

Yeni medya tüm dünyayı hızla sararken yaşananlar medyanın kaderini de etkiliyor. Gelişme ve değişim beraberinde birçok sorunu da getiriyor...

Yakında bu sayfada...

- Haber ve haberin dili nasıl değişti?
- Mecralar birbiriyle nasıl yakınlaştı?
- Yeni medya ve etik sorunlar
- Sosyal medya ajansları ile klasik medyanın paslaşmaları
- Medya çalışanlarının yeni medya ile imtihanı
- Bir pazarlama tarzı olarak: Yeni medyada tasarım
- Viral reklamlar
- Yeni medya ve yurttaş gazeteciliğinin toplumda yarattığı güvenlik paranoyası
- Yeni medya yeni mi?
- İnternetsiz bir yeni medya mümkün mü?
- Toplumsal olaylar karşısında sorumluluk ve yeni medya
- Medya araçlarının kullanım alışkanlıkları ve türleri
- Medyanın aplikasyonlaşması
- Medyayla birlikte sansürün de evrimi ve çok daha fazlası...

Takipte kalınız.